Kabuğuma çekildim
Kabuğum çekildi kabuğuna
Kaçıyorum
Kaçarken kendimden
Sana
Beni terk etmek sadece sana tahsis bir zevk değil
Senin de kendinden ve kendine benzettiğin meşruiyetsiz kimselerden kaçtığında
Avucuma bakıp çizgilerinden anlamlar çıkarmaya çalıştığın zamanlarda
Yüzüne bakıp çok üzüldüm
Çok üzüldüm ki tanrı bir daha yaratmayacak bundan
Nesli tükenen bir hayvan gibi alıp karşıma koruyasım geldi
Tüm kötü olarak bilenen kitlelerden, kendimden
Ve kendime benzeyen kimselerden en çok
Hala topuklarını izlediğim koridorları soluyorum
Adını bilmediğim bir renkte koridorlar boyanıp duruyor
Havada topukların sanki süzülüyorsun
Topuklarını kaşındırıyor yün çorabın
Topuklarını ben kaşıyorum
Yahut tam mesai bir balerinsin
Yüzüne biraz uzun bakarsam bir şeylerimiz mutlaka eksilir diye korkuyorum
Üst düğmelerini kapattığın gömleğinin renginden
ve opaklığının ardından gördüğüm kütle kollarımı uzatıyor
Kollarımı uzattıkça uzatıyor hayali
Dokunuyorum içine
Mevsimler geçiyor
Kar kış ve kıyametten
Sabah poğaçalarından
Karton bardak çaylarından geçiyor
Geçiyor ve senin dünya haritasından silinmiş gövdenin yerine
Yeni bir kıta koymaya yetemiyor yetkim
Bir mukavele imzalayıp seni düşünmeyi bırakıyorum
Cezai müeyyidesi çok ağır
Hayır gözlerinin bile ödeyemeyeceği
Görünmez değilsin
Görünmez değil güzelliğin
Görülür
Görüyorum
Göremediğim dünyan
Bütün yaşadığın
Bütün bölgelerin vücudunun kapladığı
Bütün ağırlığı vücudunun vücudumun üzerinde
Bütün kokun parfümlerden arındırılmış
Bütün kırışıklığı derinin
Sıcak suyun kızarttığı yerlerini bilmek istiyorum ve ona göre seni yıkamak
Seni yıkamak yeni doğurulmuşsun gibi
Bitmedi aralık bu zaman
Oysa başlamayan bir hakikat nasıl tekrar lüzum bulur kendine