26 Eylül 2016 Pazartesi

Param bitti ve tuvalet paralı!

Böyle yalnızlıkları daha çok seviyorum
Kırmızısını değil göğün sıyahını
Açışını değil çiçeğin sönüşünü
Sonra şiirlerin en sonunu
Ve rüzgarın üşütmesini

Biliyorum
Sen kimsesiz odalarda öpüşmeyi seversin
Sessiz evlerde buluşmayı
Karanlık sinemalarda sarılmayı
Yüksek yerlerde yürümeyi

Biliyorum benim gibi
Oturmayı sevmezsin tuna da
Gün boyu

Bir kaç farklı dünyadan
Bir kaç farklı ben getirdim sana
Ve artık yetemediğinde dünyalar
Yok oldum

Küçük hayatların büyük olayları

Geri al saatini
Bu gece de uykusuz geçti

Geri al söylediklerini
Unutamıyorum
Bu gece de bir barın kapısında bitti
Ben hatırlamıyorum
Madi anlatıyor

Geri al beni
Organlarımı topla dağıldıkları yerden
Bazısı peşte de aslanlı köprünün ayağında
Bazısını istanbulda unutmuşum
Bazısını alıp götürmüşsün izmire
Bazısını kimse bilmiyor 

İleri al zamanı
Güzel ise geleceğimiz hemen gidelim
Çünkü bittim
Yoksulluğunu daha ne kadar kaldırır aklım
Bilmem

Belki bir tren görüp atlarım önüne

19 Eylül 2016 Pazartesi

Bu bir cenaze törenidir

Çok fazla susuyorum
Özellikle sensizken

Ayaklarımın altında
Hamam böcekleri dolaşıyor
Bu ev
Senin
Ve benim evim değil sanki
Öyle ki tanımadığım daha bir düzine adamla paylaşıyorum

Vincent adında bir kadınla tanıştım
Bana senden bahsetti

Nereden buldu seni
Ne zaman aşık oldu
Ve ne zaman terkettin onu
Bilmiyorum

Ama dön
Belli ki benden çok sevdi seni

Özellikle mi çok susuyorum
Yoksa sen varken de mi böyleydi
Bilmem
Çok zaman geçti

Ama bu ayaklarla yatağa giremem böcekli
Kızarsın
Sen kızarsan ben ağlarım
Ben ağlarsam sen ölürsün
Sen ölürsen
Muhtemelen daha çok susarım

Farkettim ki
İnsan
Belli bir saatinden sonra günün
Daha fazla acı çekiyor

1 Eylül 2016 Perşembe

1 Eylül

Derler ki
Eğlence parkında eğlenen çiftler
Ayrılırmış bir gün
Oradaki mutluluğu bir daha tadamadıklarından
Hep aradıklarından

Zamansız ayrılık olmaz der bazısı
Ayrılık öyle güzel bir zaman seçermiş ki hakikatte kendine
Öyle güzel ok atarmış ki
Tam kalbine

Sonra bir Afrika kaplanı nasıl ölmek istemez gibi ölürse
İhtişamını ön ayaklarına kadar indirip
İktidarsızlaştığı vakit

Bende
Gidiyorum şimdi senden
Çaresizleştiğim
Vakit

Unutmam
Her gittiğim şehirden mutlaka sana bir kül tablası alacağım
Mutlaka her gittiğim yerden sana bir anı alacağım
Senin fulya kokan saçlarını anlattığım kadınlardan
ruj tatları alacağım
Parfüm kokuları

Derler ki
Ankara da 
Gar da
Ayrılırsa bir otobüs başında
Bir çift
Mutlaka bir gün birleşir
Adını söyleyemedikleri
Dünyanın önemsiz şehirlerinden
Birinde