30 Haziran 2015 Salı

Geçmiş günler

İçinden
El ele yürüdüğümüz caddelerin birikmiş bir sürü sorusu olduğunu tahmin edebiliyorum
Dağlar bize paralel şekil kazanmışken iç anadoluda
Doğanın birikmiş bir sürü sorusu olduğunu da tahmin edebiliyorum

Etrafı tel ile çevreli küçük bahçenin içinde ki köpek beni görünce havlamıyor artık
Sarıp korkusunu geçireceğim kimsemin olmadığının farkında
Ve
Kendince sorularının olduğunu tahmin edebiliyorum
O bahçenin
Telin
Köpeğin

Annem saçlarımı yıpranmış avuç içiyle ovarken
-Sırf sen sevdiğin için kısa kestirdiğim saçlarım uzamadı hala-
Kafamda merhametin sürüklendiğini hissedebiliyorum
Söylemese de biliyorum
-Bu terkedilişi hak edecek ne yaptın sen?-

Ucu düşkün burnunu sevdim senin

28 Haziran 2015 Pazar

Geçmemiş günler

Sahil kasabalarının limanlarından
Küçük balıkçı tekneleri sallanır durur
Sallanıp durdukları yerde yüzün gözükür
Çenemi dizime koyup oturduğum yerden

Sahil kasabalarının kumsalında
Paçaları dizlerine kıvrılı çiftler yürür durur
Yürüyüp durdukları yerde yüzün gözükür dalgaların hakimiyetine girmemiş kumlarda
-Özgür kumlarda
Özgür insanların yaşamadığı-
Dirseğimi zemine saplayıp uzandığım yerden

İlkokulda oturduğum sıralarda tanımadığım insanların yazdığı yazılar vardı onları tanıştıran
Sınıf öğretmenimin tebeşiri tuttuğu elin parmak uçlarında ki beyazlık
Önümde oturan oğlanın ensesindeki tüyler
Yan sıramdaki kızın kareli bordo eteğininden geriye kalan siyah çorabın kapladığı bacaklar
Bir çocuktum sınıfın her ayrıntısında yüzün gözükürdü
Buğulandırıp denizi fon yaptığım camda da baş harfin

25 Haziran 2015 Perşembe

Sayamadığım günler

Hata bendeydi sevgilim
Ben bir ömürlük öptüm seni bir anda

Her şeyi bir insana sığdırmaya çalışmadan önce bir düşündüm
Kim dayanabilir bu kadar yüke
Cisme
Kütleye
Bir avuç en fazla ne kadarını kaplayabilir yüzümün
Bir göz en fazla ne kadarını görebilir içimin
Bir kol en fazla ne kadarını sarabilir bedenimin

Her şeyi bir insana sığdırmaya çalışmaktan sonra
-Başaramadığım
Hüsrana uğradığım
Terkedildiğim-
Baş başa kaldığımdan sonra bütün sığmayanlarımla
Oturup kıyametin kopmasını bekledim

Hata sendeydi
Sen bir ömürlük sarıldın bana bir anda

21 Haziran 2015 Pazar

Kalakaldım da

Geliyorum kendime
O ilk nefes kendince derin
Zannedersin kuyusu Yusuf'un
Boşluğunu yokladığım sabahlar yaşadığım ağustos depremleri
Ailemi kaybettiğim
Gibi acıyla büyütmek çocukluğumu

Gidiyorum dedim
Bir daha gelmeyeceğim
Gelmediğim için kaçıramayacaksın elini
Sıkamayacağım kaçırmaman için bileğini
Sevmiyorum diyemeyeceksin
Gitmenin
Bir daha gelmemenin en güzel yanı bunlar

İsyan değil bu
Fakat senin için yazılmış bir şiir olsaydım
Umurumda değil kimin yazdığı
İsyan değil bu
Fakat senin için koklanmış bir çiçek olsaydım
Umurumda değil kimin diktiği

İşsiz dönseydim bir kez daha
Ekmeği borçla
Suyu çeşmeden
Sevda için

13 Haziran 2015 Cumartesi

Son tartışmamız olsun bu

Minareyi çaldırdım
Kılıfını mutlaka hazırlamıştır
Çünkü ben hayran hayran bakarken birden bire teoriler türedi aramızda
Teoriler türedi ve hepsi kabul edildi
Sevgi
Üzüntü
Hepsi

Kılıfını mutlaka hazırlamıştır
Gerek de yok öyle masrafa avcuna aldıysan kalbimi yeterli olacaktır
Bazı bazı öpersin durursa
Al sana işte suuni tenefüsle karışık kalp masajı!
Bu da kabul edildi

Ben yalvarmayı bıraktım artık yakarmayı
Ter dökmeyi bıraktım artık
Bıraktım yerime bakanlar var
Dizine uzandığım koltuk
Omzuna yaslandığım çardak
Elini tuttuğum otobüse bıraktım
İlkokul öğretmenime bıraktım
Beni biraz daha terbiyesiz yetiştirseydi çünkü
Sokaklarda ölmüş bir serseri olup tanımazdım seni
Anneme bıraktım oda öyle
Babama bıraktım orası biraz karışık tabi
Ve tabi ki de kapalı
Şişeler içinde yaşamaya benzer sıcağın altında;
Olmamandan bahsediyorum

11 Haziran 2015 Perşembe

Sorarlarsa söylersin

Karanlık bir yerde oturuyorum
Halim nicedir harab hatrım nicedir sorulmuyor
Kelebekler çarpıp çarpıp duruyorlar omzuma
Hey! Kavga çıkacak ha!
Her neyse bir ülkenin daha sonuna geldik
En son sarılıp kokladım ülkemi
Sonra ülkem olmaktan çıktı
Bende yurtsuz memleketsiz hasrete büründüm
Üşüdüm soğuk sular içtim
Terledim sıcak duşlar aldım
Sırf sen kendine iyi bak dedin diye
Sırf sen kendine iyi baktın diye
Sırf sen iyi bakmadın diye bana
Hayır! Hayır! Hayır!
Nasıl da ezbere söylüyordun bu reddedişi
Nasıl da emindin cevabın bu olduğundan
Kaburgamı kırdım bende
Bakalım gerçekten sevmişmiydim seni
Sevmişim çünkü hakettin pişman değilim
Bir şehri daha tepeden tırnağa izledim
Yüzünde ezbere bildiğim yerler var mesela
Bir şehri tırnaktan tepeye izlemek gibi yüzün
Öyle karmaşık detayda
Öyle bütün uzaktan

Çözemediğim benimde birşeyler var hayatımda
Hayatında
Hayatım
Mesela hayat gibi
Mesela şakağından öpmek gibi
Şakağımdan ağrılar dolu uzun yol otobüslerinde sana yolculuk yapmak gibi
Gökkuşağını izlemek tüm yol boyu gibi

Ama bunlar hiçbir kitapta yazmıyor tanrının gönderdiği
Yani okumadım ama yazmaz umarım
Çünkü sana özel sözler olsun istedim bunlar
O yüzden noktalar yerine kurşun delikleri var
O yüzden başlangıçlarında atom bombaları patlatarak yaraladım çocukları
O yüzden her ezandan sonra minareyi ele geçerip bağırdım seni sevdiğimi
Hoşçakal.

Masalar sallanıyor
Ben bilyeyim üstünde
Rüzgar çok yoğun
Ben dalım yüksekte

Hoşçakal.
Kusasım var
Çünkü midemdeki yerini boşaltmam gerekiyor boynunun
Kulaklarımda da silmem gereken hışırtılar var
Beraber yürüdüğümüz ıslak yollarda çıkardığımız
Ve ben bundan sonra zor bir daha inanacağım bir avuç içi bulmak
Bir kadın sevmek
Bir

4 Haziran 2015 Perşembe

Sabaha karşı dimdik durmak

En kötüsü bendim
Gözlerinden bir başlar topuklarına inerdi anlattıklarım
Bazen sesin gelirdi
Bazen askerden yeni dönmüş gibi gülümserdim saçlarım kısa sakallarım yok
Kulaklarım çıplaklıkla utanırdı
Bir kaç parça denizi bir araya getirip yüz diye temiz sular
Bir kaç parça türküyü birleştirip dinle diye temiz sözler
Bir kaç parça gelecek bir araya getirip
Yaşa diye temiz hayat
En kötüsü bendim
Derimi derin saydım

Islak havlular gibi kurulanmaya çalışıyorum
Bu ıslaklık büyük hüsranının hüznü
En kötüsü bendim
Hala sırımsıklamım