31 Ocak 2015 Cumartesi

Çok fazla rüzgar esiyor!

Gün eksile eksile kalmadı
Güz bir ayrılığı daha kaldıramaz diye ben kendimi kanatlarına kelepçeledim
Ne dediğini anlamıyorum sevgilim
Biraz daha açıklayıcı ol
Mesela seviyorsan yanaklarıma sür elini
Bacaklarında uyut
Gözüme kaçmış toza üfle
Başım dönüyorsa koluma gir
Uçuyorsa aklım başımdan tut
Söz bir ayrılığı daha bahsetmeyecek mecmua
Gün eksile eksile
Seni seve seve
Özleye özleye anne
Komşu gele gele
Bir hal oldu ev
Bu evde ölmeyi yasaklıyorum o kadar!
Bir daha.

26 Ocak 2015 Pazartesi

Karanlığın İçinden Gelen

Halim hal değil
Terkedilmiş sal kışa
Eşyasızca yalvarıyorum biryerlerde
Biryerlerden gelen 
Irzına geçilmiş turuncu ışıklar çarpışıyor perdeyle
Gerinde hiç-birşey bırakmayı sevmezsin diye
Lambayı söndürmüşsün
Uzayı bükmüşsün
Zaman bile geçmiyor

Ben esniyorum tüm dünya uyuyor
Kimsesiz bir yere benziyor o zaman
İşte o zaman yeni bir gezegeni keşfetmişim gibi sevinip
Elbette ona senin ismini veriyorum

Bakışmayalım
Bu yeni bir kurtuluş savaşına hazırlanmak kadar terletiyor beni
Ne er var gözlerini koruyacak gözlerimden
Ne el sürebilirim yanaklarına savunacak
Dudaklarına tırmanmak gerekiyor
Ve benim halim hal değil
Saçlarını kesip bayrak yapasım gelir
Terkedildim kışa ben
Karanlığın içinden belir!

4 Ocak 2015 Pazar

Fazla Uzaklaşmış Olamazsın

Damdan düşme mutluluklara sığınıyorum
Sığındırıyor çünkü sert esen hüzün
Önüme konulan yemek
Elime aldığım bardak
Perdesini açtığım cam
Fişini taktığım ütü bile
Şikayetçi işte dön

Dağdan düşme gerilladan medet umuyor sanki millet
Nasıl inanç
Nasıl mantık
Nasıl ceza
Daldan düştü çocuğun ölümü 
masanıza meze
Bir yanda silah diğer yanda ekmek
Bir yanda küfür diğer yanda hükümet
Bir yanda cinayet diğer yanda muamma
Nasıl görmezden geliriz
Sabaha çıkamadı eylem gecesi Cumhuriyet

Damdan düşme mutluluklara sataşıyorum
Siz değil misiniz habersiz gelen
Siz değil misiniz günah işleten
Siz değil misiniz en ağır hüzne 
Randevu veren

Ah benim kör gözlerim
Duymayan kulaklarım
Hissetmeyen tenim
Kendimi bitmiş döngünün içinde buluyorum
Sığındırıyor beni sayfa aralarına sert esen hüzün
Varlığın tekel
Ve
Hala artıklarınla geçiniyorum.