22 Kasım 2015 Pazar

Sana Gitme Demeyeceğim

 Sevgim sorunsuz yapmaz hayatımızı
Sevgim sorunlu yaşamayı mümkün kılar

 Bulutları özledik dedik, havalar kapattı
Ardından binbir gürültü koptu
Bir bakmışız ıslanmış yollarda el ele yürüyoruz
Adımımızın altındaki su çıkardığı hışırtısıyla gülümsetiyor da seni
Bir kez daha üşüdüğümü belli etmiyorum

 Kurulmuş cumhuriyetler var
Yüzün bayrak

 Seni unutmamak için hatırlatmana gerek yok
Uyandığın günlere aydınlık olsun hüznüm

 Sevgili;
Katlanmış mendiller arasında unutulmuş saçların var
Kurutulmuş yüzüm var elmacık kemiklerim hasretinle belirmiş
Gerilmiş ellerim
Gemiymiş kalbim
İstikametsiz
Mürettebatsız

''senin bende bavulun kaldı
benim sende kitaplarım''

 Aynı anda bir çok dünya savaşı başlatmak gibi özlüyorum
Annem daha çok yüzüme bakıp üzülüyor
Aynı anda hiçbir şeyi yapmıyoruz artık
Dinler kaybolmuşda
Tutunacak bir dua kalmamış gibi ayrılık
Sevdayı ilkbaharda yaza geçerken bıraktık
Demek ki yıl içinde bazı günleri yok sayacağız artık

 Ben imkansızı dudaklarından öptüm
''aynı anda ay battı''
Ben kışa koşarak gittim fakat bulamadığım çiçeklerdi
Bahçeleri boydan boya kaplayan kahverenginin tonunu bulamadım
Bulduğum dağlardı
Başımı vurduğum duvarlar
Emanet yataklarda uyuduğum sadaka niyetine yediğim yemek

 Bekliyorum
Beklemenin mezarda hali bu
Melekleri beklemek azaplı
Hesap verememek acıklı
Pişmanlık değil hiç

 En çok şehirlerarası otobüs terminallerinde özlüyorum seni

 Ne hissediyorum
Bilet alıp otobüse binmemek gibi
Suyu açıp elimi altına tutmamak gibi
Seni bulup kendime eklememek
Abimin kırdığı oyuncaklarım gibi
Üzdü
Gitme

denek hayatım

 Dalgalanıyorum
Dağlar arasından yüksek dağlar
Şehri çerçevelemiş gibi gül bir daha
Dişlerin arası inşa ettiğim değil midir
''orman evleri, sahil kasabaları''

 Süzülüyorum
İnsanlar arasından alçak insanlar
Şehri bombalamış gibi vurma bir daha
Yanık et kokusu duyumsamak
Parça parça öldürmek
Parça parça bu

hep sonradan gelir aklım başıma

 Yarım bıraktığın surları yıktığımda
Gönlüne bayrak dikiyorum mermiler kanıma dahi işlemiş
Yarım bıraktığın
Onca söz var hangi birini saklayayım

 Dilediğinde uyu şimdi ninni yok
Dilediğinde uyan şimdi ses yok
Bileme gözlerini zaten keskin
Bileme gözlerini zaten bakmıyorsun

 Yarım bıraktığın bu yaşım
Tamamladığında
Nihayet tutmuş olacaksın ellerimden

 Uyanıyorsun
Sesin kanat kapatan leyleklerin havada oluşturduğu rüzgar buğusu
Uyanıyorsun
Sesin tam karanlık sokakta mırıldanan kedi
Uyanıyorsun
Sesin; yük trenleri geçiyor şehrin içinden
Ve ben bu sesi her duyduğumda güzel günler hatırlıyorum

 Hala tam ince çizgideyiz
Elimi yanağına uzattım
Parmaklarım ucu değmek; değmemek